KONFEKSİYONDA DIŞ MÜŞTERİ ŞİKAYETLERİ VE KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ”

90’lı yıllardan önce Türkiye’deki Konfeksiyon imalatçıları kolay sipariş buluyor. Maliyeti tutturduktan sonra malın kalitesi üzerinde çok gayret sarfedilmiyordu. Konfeksiyonda özellikle Asya’da, Çin’in ön plana çıkması (düşük işçilik maliyeti ) Afrika ülkeleri ve Güney Amerika ülkeleri, Türkiye’deki imalatçıları kaliteyi geliştirme açısından zorlamaya başladı. Dış müşteriler bu rekabet ortamında düşük maliyetin yanında kalite (sıfır hata ), hız ve servis gibi diğer unsurları sipariş alımında ön plana çıkardı. Fakat tüm imalatçılar buna sistemsel olarak hazır olmadığı için müşteri şikayetleriyle karşılaştılar.Konfeksiyon sektöründe dış müşteri şikayeti denince akla ilk olarak ürün kalitesiyle ilgili şikayetler geliyordu. Fakat şu anda ürün kalitesi dışında; - Servis - Verilen termine uymama - İnsan Hakları, İşçi Sağlığı ve Güvenliği, Çevrenin Korunması başlıklarından da şikayetler gelmektedir. 1. Konfeksiyonda Dış Müşteri Şikayetleri;1.1. Ürün kalitesiyle ilgili şikayetler:Dış müşterilerin ürün kalitesiyle ilgili yaptıkları şikayetler 10 yıl önce, sökük, delik, leke vs. gibi direkt ürün alımı sırasında müşteriye etki edecek optik hatalardı. Fakat son yıllarda bilinçlenen toplum, sivil toplum örgütlerinin baskısıyla alınan ürünün İnsan Sağlığına vereceği zararı, kullanma uzunluğu, dayanıklılığı gibi kavramlara yönelmiş. Aldıkları ürünlerde bunları da aramaya başlamışlardır.Müşterisine karşı bu sorumluluğu hisseden dış müşteriler aldıkları konfeksiyon ürününe yaptıkları optik kontrol (ölçü, sökük, delik, leke, renk farkı vb. ) dışında laboratuvar ortamında yapılan; aşağıdaki testleri yapmaya başladılar.- Ter haslığı- Yaş- kuru sürtme haslığı- 5 yıkama sonrası görünüm ve mukavemet testi- Formendehit testi- Işık haslığı testi- Ütü haslığı testi- Yanmazlık Testi- Zararlı madde kontrolü ve vb.Yukarıdaki bu başlıklara uymayan, bu şartları üretim öncesi ve üretim aşamasında kontrol etmeyen yada teknik olarak (proses, makina, kullanılan malzeme vb.) yetersiz olan imalatçılara bunlar şikayet olarak dönüyor.1.2. Servis ile ilgili şikayetler:Dış müşterilerin, rekabetin hızla arttığı bu global dünyada bilgi ve hizmetteki hız konusundaki beklentileri de arttı. Siparişin alımında, en kısa sürede istenen bilgiyi veren imalatçı avantajlı duruma geldi. Bu konuda gelen şikayetler daha çok,1.2.1. Zamanında numune göndermeme.1.2.2. Zamanında maliyeti göndermeme.1.2.3. İstenilen zamanda iletişim kurmama (özellikle ABD ile çalışılan firmalarda saat farkından dolayı).1.2.4. Dış müşteriyle iletişimi kuran kişinin performansındaki ve insan psikolojisinden anlamamasından doğan diyalog kopukluğundan şikayet.1.3. Yükleme termini ile ilgili şikayetler:Bu şikayetler, dış müşteriler için ürün kalitesiyle ilgili olan şikayetler kadar önemlidir. Arka arkaya alınan bir-iki şikayet bir daha o imalatçıya sipariş verilmemesi sonucunu doğurabilir. Dış müşteriler, özellikle kendi mağazalarında kendi markasını satanlar zamanında mallarını almak isterler. Depolama maliyetlerini minimuma indirmek için aldıktan hemen sonra sevk etmek isterler. Hatta son zamanlarda depolama maliyetini yok etmek için direkt mağaza sevkiyat isteyen müşterilerle karşılaşılmaktadır.Zamanında gönderilmeyen bir malda mağazalar boş kalmakta, dış müşteri kendi müşterilerini ve prestij kaybetmektedir.Katalogla çalışan müşteriler içinde aynı riskler söz konusudur. Belli tarih aralıklarıyla satılacak ürünler kataloglarla dağıtıldığı için geciken bir yükleme dış müşteriyi, kataloglara göre sipariş veren müşterisi karşısında zor durumda bırakmakta, güvenilirliğini zedelemektedir.1.4. İnsan hakları, işçi sağlığı ve güvenliği, çevrenin korunmasıyla ile ilgili şikayetler:20. yüzyılın son yıllarında; dış müşterinin ürün kalitesi, ucuz maliyet, hız gibi beklentiler dışında toplumsal sorumluluklarda ağır basmaya başladı. Özellikle sivil toplum örgütlerinin baskısıyla dış müşteriler, imalat yaptıkları ülkelerdeki işçilerin çalışma saatleri, ücretleri, çevrenin korunması, çocuk işçi çalıştırılması gibi konularda uyulması gereken şartlar koymaya ve bunları istemeye başladılar. Yaptıkları denetlemelerle bu şartları sağlamayan imalatçılara sipariş verilmemesi söz konusu olmaktadır.Bu şikayetler;1.4.1. İmalatçının ülkesindeki kanun ve tüzüklere uymaması.1.4.2. Çocuk işçi çalıştırma.1.4.3. Fazla mesaiye bırakma.1.4.4. Asgari ücretten daha düşük ödeme.1.4.5. Sağlıksız çalışma şartlarında çalıştırma.1.4.6. Mesai ücretlerinin ödenmemesi.1.4.7. Arıtma tesisisnin olmaması vb. .2. Şikayetlerin Olma Sebebi;2.1. Ürün ile ilgili şikayetler:2.1.1. Dış müşteri ile imalatçı arasındaki teknik şartların ortaya konulduğu bir prosedür olmaması.2.1.2. Sipariş alınırken teknik ekip ile bir araya gelinip müşterinin istediği standartların verilmip verilmeyeceğinin konuşulmaması.2.1.3. Maliyeti düşürmek için daha ucuz ve kalitesi düşük hammadde, yarı mamul aksesuar kullanmak2.1.4. İmalat proseslerinde işçilik, enerji ve malzeme maliyetlerini düşürmek için bazı adımları çıkarmak.2.1.5. Kalifiye olmayan işçi kullanmak.2.1.6. Özellikle son kontrol yapan kontrolörlerin sürekli değiştirilmesi.2.1.7. Çalışanlara dış müşteri standartları hakkında bilgi verilmemesi.2.1.8. Tedarik edilen hammadde, yarı mamul veya aksesuarların dış müşterinin istediği kaliteyi elde etmek için gerekli kalite de olup olmadığının kontrolünün yapılmaması.2.1.9. Müşteri kaçırmamak için alınan acil siparişlerde gereken ön hazırlık için yeterli zaman kalmadığından veya kumaşın konfeksiyona çeşitli sebeplerden dolayı (kumaş hataları, boya hatası, terbiye hatası, makinenin bakımda olması veya bozulmasıvb. ) geç gelmesinden, konfeksiyon ekibi sürekli mesaide kalması, tamir oranlarının ve kontrolcülerin hata kaçırma riskini arttırması.2.1.10. Sağlıklı olarak makine bakım planına uyulmamasından dolayı Konfeksiyon makinelerinde atlama, çıtlama iğne delmesi yada leke hatalarının artması.2.2. Servis ile ilgili şikayetlerin olma sebebi:2.2.1.Kalifiye eleman çalıştırmama (yeterli yabancı dil bilmeyen ya da teknik olarak yetersiz).2.2.2. Müşteriyle karşılıklı diyaloğun iyi kurulmaması, uzlaşmasız bir tavır takınma, ilgisiz kalma.2.2.3. Müşterinin satış tarzını bilmemekten kaynaklanan iletişim kopukluğu.2.2.4. Dış müşterinin sorduğu bilgiye cevap vermek için işletmeden teknik cevap alamamak, yanlış almak, organize edememe.2.2.5. Özellikle ABD ile çalışan imalatçıların çalışma saatleri bu şirketlere gore ayarlamama.2.3. Verilen terminde yüklememe sebepleri:2.3.1. Hammamül, aksesuar, yarımamül stokları ve tedarikini nereden, nasıl sağlanacağının tam araştırmadan termin verilip, bunlarla ilgili problem çıktığında (kalite +termin ) terminin yetişmemesi.2.3.2. Hammadde, yarımamül ve aksesuar tedarikçilerinin kontrol sistemi olmaması yada yeterli olmaması nedeniyle kalitede imalat sırasında problem çıktığında önlem alımlarda geç kalınması.2.3.3. Konfeksiyon ürününün, standart zamanının bir beden için hatalı hesaplanması yada banttaki bir pozisyondan o sayının alınamaması (eleman eksikliği, makina aparatının yetersizliği, makinanın bozukluğu vb. )2.3.4. Tamir oranlarının fazla oluşu nedeniyle geriye dönüşün artması ve malın toparlanamaması.2.3.5. İkinci kalitelerin zamanında (günlük) kontrol edilmemesi; son anda tespiti, oranın yüksek çıkması nedeniyle eksik kalması.2.4. İnsan hakları, işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili şikayetlerin sebepleri :2.4.1. Maliyetleri düşürmek için bu şartların yerine getirilmemesi (direkt üst yönetim kararı).2.4.2. Dış müşterilerle aramızdaki kültür farkı, gelenek, görenek, sosyal yapı.2.4.3. Yeterli kontrol ve takibin yapılacağı bir sistem kurulmuş olmaması3. Dış müşteri şikayetlerinin sistemsel çözümü:3.1. Ürün kalitesiyle ilgili şikayetlerin çözümü:Dış müşteriden şikayet gelip bunu çözmenin faturası ağırdır. Bir şikayet sonrasında, ıskonto yapılır, mal müşterinin deposunda %100 kontrole alınır, ayıklanan ürün ve işçilik fatura edilir, mal iade edilir ya da müşteri sizinle çalışmaz. Bunlar karşılaşacağımız neticelerdir. Şikayetleri ve şikayet sonrası olan bu olumsuz durumları yaşamamak için; siparişi daha aldığımız andan dış müşterinin tüketicisinin kullandıktan sonraki memnuniyetine kadar olan safhalarda ürün ve sistemsel bazda prosesi kontrol altında tutmamız gerekmektedir.3.1.1. Sözleşmenin gözden geçirilmesi;Dış müşteriyle sözleşme yaparken teknik ekiple birlikte bir çalışma yapılarak (teknik olarak istenen şartların sağlanıp sağlanamayacağı gözden geçirilmesi ) siparişin alınıp kararı verilmelidir. Kendi markasının bulunduğu konfeksiyon ürünlerini satan bazı dış müşterilerin kalite standartlarını anlatan kitapçıkları mevcuttur. Genelde birçok dış müşterinin kendi çalışma şeklini ve kalite standartlarını anlatan kitapları yoktur. Siparişi alınırken teknik ekip dış müşteriden gelen kalite standartları kitabını incelemeli, buradaki istenen değer ve toleransları sağlayıp sağlayamayacağının birikimiyle ya da numune çalışması yaparak netleştirmelidir. İmalatçı tüm müşterilerinin standartlarından uzak olmayan ve her prosesinde bu standartları sağlayabileceği kendi kalite standartlarını hazırlamalıdır. Sipariş alınırken de bunu kabul ettirmeye çalışılmalıdır.3.1.2. Standart takip dosyası veya föy oluşturulması;İmalatçı birden fazla müşteriyle çalışıyorsa, her müşterinin iletişim, dosya takibi, evrak ve kayıtları farklıdır. Konfeksiyonda dış müşteriler ürünün modeliyle, ölçüsüyle, renkleriyle, dikim şartlarıyla ilgili, ürünün imalata gireceği ana kadar değişiklik yapabilirler. Bu nedenle imalatçılar oluşabilecek hataları (bir rengin iptali, ölçü föyünde boy ölçüsünün değişmesi,iki düğme yerine üç düğme istenmesi vb. ) önlemek, farklı zamanda aynı konu ile ilgili bu en son doğru bilgileri konfeksiyon proseslerine geçecek bir sistem kurulmalı ve standart bir format getirilmeli. Böylece çalışanlar doğru bilgiye kolayca ulaşacaklardır.3.1.3. Konfeksiyon proseslerinde kontrol yöntemi;Konfeksiyon emek yoğun çalışılan bir sektör olduğu için çalışanların her adımda kontrol edilmesi zaruridir. Kontrolün sonu yoktur, önemli olan etkin kontrolü yapmaktır. Buda kontrol edenlerin o konu hakkında kalifiye olması ve insanların davranış psikolojisinden anlamaları gerekmektedir. Yapılan kontroller raporlanmalı, raporlanan problemin çözümü için de takip yapılmalıdır. Yapılan ara kontroller sonrasında sürekli ve düzelmeyen bir problem varsa bununla ilgili düzeltici önleyici faaliyetlerin başlatılması gerekmektedir. Bunun içinde kullanılan yöntemlerden biri de sürekli gelişim çevirimi diye adlandırılanDr. W. A. Shewhat ortaya attığı çevirimdir. Bu çevirimi de 1950 yıllarında Japonya’ya aktaran Dr. W. Deming olmuştur. Sürekli gelişim kavramı Japonya’da o denli yerleşmiştir ki her iş ve her proseste gruplar kurup bunu uygulamışlardır.3.1.4. Çalışan faktörü;3.1.4.1. Konfeksiyonda herkes kendi tamirini kendi yapmalı. Tamirler haftalık olarak raporlanıp, tamiri fazla olanlar eğitim bandına alınmalı.3.1.4.2. Fazla mesaiye kalınmamalı, haftada 60 saatten fazla çalışılmamalı.3.1.4.3. Konfeksiyonda gece vardiyası çalıştırılmamalı.3.1.4.4. Son kontrolcülere numara verilip, kaçırdıkları hatalarla ilgili haftalık toplantılar yapılıp, standartlar gözden geçirilmeli.3.1.4.5. Çalışanların yaptıkları pozisyonda, saatte alınması gereken adet sağlıklı olarak hesaplanmalı tüm konfeksiyon prosesindeki kısımlar birbiriyle dengeli olmalı. Dikilen ütülenip, paket yapılıp, aynı anda koliye girmelidir (stok olmamalıdır).3.1.4.6. Çalışanlar motive edilmeli, kalite standartları hakkında sürekli eğitim verilmeli.3.1.5. Konfeksiyonlarda makine bakım planlarına uyulmalı, günlük, haftalık ve aylık planlar yapılıp takip edilmelidir.3.1.6. Konfeksiyon ürünü ile ilgili ( ter haslığı, sürtme haslığı, çekme testleri, PH kontrolü vb.) testleri yapacak ilgili laboratuvarı kurmak veya kurulu olan bir laboratuvardan uygun frekanslarda bu değerleri kontrol ettirmek.3.1.7. Bir banda birkaçtane farklı modelin girmesini engellemek.3.2. Servis ile ilgili şikayetlerin çözümü;3.2.1. Kalifiye eleman çalıştırmak ( teknik ve yabancı dil bakımından yeterli ).3.2.2. Müşteri ile yüz yüze görüşmek.3.2.3. Müşterinin satış tarzını bilmek (mağazaların gezilmesi).3.2.4. Dış müşterilerle ilişki kuranlara iletişim ve insan psikolojisiyle ilgili eğitim aldırmak.3.3. Yükleme terminleri ile ilgili şikayetlerin çözümü;3.3.1. Sipariş alırken, sözleşme gözden geçirilmeli siparişin gecikmesine sebep olabilecek tüm detaylara termin verilmeli ve tüm ilgili bölümlerden teyid alınmalı.3.3.2. Üretimin her safhasında kontrol yapılmalı. Ham kumaş, yarımamül ve aksesuarlar tedarikçilerden alınırken örnekleme yoluyla istenen standartta olup olmadığının kontrol edilmeli. Üretim içinde ara kontroller yapılmalı. Tespit edilen problemlere anında çözüm bulunmalı. 3.4. İnsan hakları, işçi sağlığı ve çevrenin korunmasıyla ilgili problemlerin çözümü;3.4.1. Üst yönetimin çalışanlarını motive edecek çalışmalar başlatması.3.4.2. Çalışanların tüm haklarının kanunlar ve yapılan sözleşmeler çerçevesinde verilmesi.3.4.3. İşletmede işçi sağlığı ve güvenliği kurulunun kurulması, aylık toplantıların yapılıp sonuçların Genel Müdür’e raporlanması.3.4.4. Bu konuyu takip edecek sistemsel bir denetlemenin periyodik olarak yapılması ve eksiklerinin tamamlanması.3.4.5. Çalışanların, çalıştıkları ortamların verimli ve sağlıklı çalışabilecekleri hale getirilmesini sağlamak.3.4.6. Kişisel korunum, ilk yardım, yangın gibi konularda eğitim vermek ve çalışma alanlarında bunlarla ilgili araç ve gereçleri bulundurmak.3.4.7. Çevreye ve insanlara zarar verecek kimyasal madde ve boyaların kullanılmamasını sağlamak.SONUÇ:Dış müşterilerin kalite beklentileri, teknolojideki gelişmeler ve globalleşen dünyadaki rekabet nedeniyle sürekli olarak artmaktadır. Dış müşterilerin beklentilerine cevap verebilmemiz için onlardan bir adım ileride olmamız gerekmektedir.Müşteriler bize geldiğinde kendi kalite standart kitabımızı, kalite sistemimizi ve kreasyonları önlerine koyar. Baştan şartları konuşur, bir problem çıktığında da açıklıkla onlara döner isek güvenilirlik ve saygınlık kazanırız. Buda satıcı ve müşteri arasındaki işbirliğinde önemli bir unsur dur.Türkiye olarak şuanda, bize rakip olan Çin, Afrika Ülkeleri ve Güney Amerika Ülkeleri’nin ucuz maliyetine karşılık dış müşterilerimizin karşısına kalitemiz ve çalışanımıza yaptığımız yatırımla çıkmalıyız. Çalışanımıza yaptığımız yatırım (eğitim, sosyal imkanlar, motivasyon) bize kalite ( daha az hata, daha az müşteriden şikayet ) olarak dönecektir.
egypt.and.turkey@hotmail.com
http://egyptturkey.blogspot.com
0090 534 672 36 35

İNSAN KAYNAKLARI


TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNDE İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI
1. GİRİŞ
Günümüz dünyasına damgasını vuran temel kavramlardan biri Değişim'dir. Böylece, değişim hızı ve değişimin yarattığı belirsizliklerle baş edebilmek, tüm örgütlerin ana sorunu olmuştur. Bunun doğal bir uzantısı olarak, sürekli değişimle başa çıkabilmek için örgütler bir takım beceriler geliştirmek zorunda kalmışlardır. Bu yeni ortamda başarılı olan örgütler incelendiğinde Toplam Kalite Yönetiminin (TKY) ön plana çıktığı ve böylece TKY'nin modern çağın yönetim sistemi olduğu söylenebilir.
Nitekim, Japon'ların TKY'ni başarı ile uygulamalarının temelinde, insanfaktörünü geliştiren ve ön planda tutan sistemleri yaratmaları yatmaktadır. Juran, birörgütün performansını; sistem ve insan olmak üzere iki faktörün belirlediğini ifadeetmekte ve bu faktörlerin sonuç üzerindeki etkilerini genelde, %85 ve %15 olarakbelirtmektedir. Böylece uzun vadede insan kaynakları sistemini planlama ve uygulamaya koyma görevi yönetime ait önemli bir konu olmaktadır.
Mademki, TKY'nin temelinde yatan ana faktör İNSAN unsurudur, o halde diğer kaynakların planlamasının yanı sıra insan kaynaklan planlaması da dikkatli bir biçimde ele alınmalıdır. İnsan kaynaklarının yönetimi, işletmelerde hedeflenen zaman dilimi içinde, iş gereksinimlerini ve bu gereksinimleri karşılamak üzere gerekli olan işgücünün nitelik ve niceliğini öngörümlemek için planların yapılmasıdır.
2. İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASININ TANIMI
İşletmelerin başarıya ulaşmasında rol oynayan beş temel faktörden söz edilebilir.
2.1. KAYNAKLAR
* Zaman
* Para
* Materyal, araç ve gereç
* İnsan kaynakları
2.2. ÇALIŞMA İLİŞKİLERİ
* Grup çalışmalarına katılma
* Başkalarına yeni bilgi ve beceriler öğretme
* Tüketicilerin isteklerinin en iyi biçimde karşılanmasına hizmet etme
* Liderlik üstlenme
* Anlaşmazlıkları görüşmeler yolu ile çözümleme eğiliminde olma
* Farklı cinsiyet ve özelliklere sahip olan kişilerle uyumlu çalışabilme
2.3. ENFORMASYON (BİLGİ)
* Enformasyon elde etme ve değerlendirme
* Enformasyonu organize etme
* Enformasyonu yorumlayabilme
* Enformasyonu bilgisayara dökebilme
2.4. SİSTEMLER
* Sistemleri anlayabilme
* Performansı izleme ve düzeltebilme
* Sistemleri geliştirebilme ve dizayn edebilme
2.5. TEKNOLOJİ
* Teknolojiyi seçebilme
* Teknolojiyi yaptığı işe uygulayabilme
* Teknoloji ile ilgili sorunları izleyebilme ve çözebilme.
Görüldüğü gibi, işletmeleri başarıya götüren yolda diğer dört temel faktörün yanı sıra, kaynaklar olarak ele alınan zaman, para, materyal, araç ve gerecin yanı sıra insan kaynakları ve bunların verimli kullanımı son derece önemli olmaktadır.
İnsan kaynaklan planlamasına ilişkin çeşitli tanımlar bulunmaktadır. Bu tanımlardan bir kaçına aşağıda yer verilmektedir.
İnsan kaynakları planlamasa, örgüt ve birey açısından uzun vadede maksimum fayda ile sonuçlanacak şeyleri yapmak üzere doğru sayıda ve doğru nitelikte insanı doğru zamanda doğru yerlerde istihdam etmek olarak tanımlanmaktadır.
İnsan kaynakları planlaması; işletmenin gelecekte gereksinim duyacağı insan gücünü şimdiden belirlemek ve bu gereksinimi karşılamak için gerekli önlemleri önceden almak veya düzenlemelerde bulunmaktır.
Eric Vetter (1972;9-6), insan kaynakları planlamasını, bir işletmenin ekonomik olarak en zararlı oldukları faaliyetleri yapmada doğru sayıda ve nitelikte insanı, doğru yerde ve doğru zamanda sağladığı bir süreç olarak tanımlamaktadır. Temel olarak bu. gelecekte ki insan gücü gereksinimlerini saptamak ve bunu karşılayacak eylem planlarını geliştirmektir
Geniş tanımlamaya göre insan kasnakları planlaması, bir örgütün değişen koşullar altında gereksinim duyduğu insan kaynaklarını analiz etmek ve bu gereksinmeleri tatmin etmek için gerekli olan faaliyetleri geliştirmektir.
Yukarıda verilen tanımlar incelendiğinde, insan kaynaklan planlaması genel olarak, gelecekteki insan gücü gereksinimlerini saptamak ve bunu karşılayacak eylem planlarım geliştirecek bir adım olarak algılanabilir.
3. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ AÇISINDAN İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASININ ÖNEMİ
İnsan kaynakları planlamasının temel amacı, gelecekteki işgücünün nitelik ve niceliğini planlamaktır. Sistematik insan kaynakları planlaması olmaksızın, yönetim işlevlerinin etkin bir biçimde işlemesi beklenemez.
a. Eğer bir örgüt amaçlarına ulaşmak istiyorsa şu girdilere gereksinim duyar:Finansal kaynaklar (para ve kredi gibi),
b. Fiziksel kaynaklar (bina ve ekipman gibi) ve insan.
Ancak, üçüncü faktörün diğer bir deyişle insan faktörünün örgütün başarısında ne kadar önemli olduğu sıklıkla gözardı edilmektedir. Bu nedenle insan kaynaklarının yönetimi insanlık tarihi kadar eskilere uzanmakla beraber İnsan kaynaklan planlaması ve insanların bir plana göre işe yerleştirilmesi konularına ciddi ve sistematik bir yaklaşımın oldukça yeni olduğu söylenebilir.
İnsan kaynakları planlaması, başarılı bir insan kaynakları yönetim programının en önemli unsurlarından birini oluşturur.
Nitekim. P. Drucker örgütlerin başarısı için çalışanların işe alınmasında ve yükseltilmesinde dikkate alınması gereken temel ilkeleri şöyle özetlemektedir:
En uygun elemanı işe al. Farklı görevler farklı özelliklere, beceri ve yeteneklere sahip kişilerin işe alınmasını gerektirir.
Potansiyel olarak iye uygun elemanlar arasından seçim yap. Etkin bir karar için potansiyel olarak bir birine yakın beceri ve yeteneğe sahip olan kişiler arasından seçim yapılmalıdır.
İye alınacak adayları değerlendirirken çok iyi ve etraflıca düşün. İşe alınması planlanan kişilerin sahip olduğu güçlü ve zayıf yönlen iyi analiz et Teknik bilgi itibarıyla yeterli olan bir aday. ışın gereği eğer organizasyonda grup çalışmasını yönetecek kapasiteye ve özelliklere sahip değilse, o kıçının işe uygun olduğu söylenemez.
Har adayı daha önce birlikte çalıştığı kişilerle birlikte değerlendir. Bir tek yöneticinin değer yargıları anlamsız ve değersiz olabilir. Bu bakımdan mümkün olduğu takdirde adayın dununun n daha önceki yöneticileri ve çalışma arkadaşları ile görüşmeler yaparak değerlendir.
İşe alman elemanın işten anlayıp anlamadığım ilk aylarda kontrol et. Adaylar arasından seçim yapıldıktan sonra işin sona erdiğini düşünme Çalışmaya başlayan elemana yardımcı ol ve ıs hakkındaki durumunu değerlendir.
Buradan hareketle insan kaynakları yönetimi bir sistem olarak ele alındığında, planlamanın birinci girdi olduğu söylenebilir. O halde İnsan kaynakları planlaması, temel olarak insan kaynakları populasyonunun mevcut durumunun bir profili ve bu populasyonla ilgili gelecekteki gereksinmelerin ve koşulların bir projeksiyonu olmaktadır.

KALİTEYİ ETKİLEYEN TEKNİK GELİŞMELER

KALİTEYİ ETKİLEYEN TEKNİK GELİŞMELER
Kategori: kalite

Giyim insanlar için en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle tekstil diğer sektörlerden daha çok gelişmiştir. Önceleri sadece yüksek miktarlarda üretim hedeflenirken, günümüzde kalite, rahatlık, sağlık, güvenlik vb. konular ön plana çıkmıştır.
Türk tekstilinin günümüz rekabet ortamında bir yer edinebilmesi ve bütün dünya ile entegre olması için kaliteli, ucuz, hızlı ve talepleri karşılayacak nitelikte üretim yapması gerekmektedir. Bu hedeflere ulaşmada rol alacak olan sanayicilerimizin de bu kalite anlayışını benimsemesi ve talepler doğrultusunda ürün geliştirmesi ve gerektiğinde yeni teknolojileri kullanması zorunlu hale gelmiştir.
Tekstil, elyaftan konfeksiyona kadar uzanan geniş bir üretim zincirine sahiptir. Tüketiciye sunulan ürünün istenilen kaliteyi sağlayabilmesi için, kötüden iyi elde edilemeyeceği bilinciyle, her aşamada kalite düzeyinin sağlanması ve korunması esas alınmalıdır.
Bu amaçla elyaftan başlayarak; iplik, dokuma-örme, terbiye ve konfeksiyon aşamalarında kaliteyi etkileyen unsurların saptanması ve bu unsurlara gelişen teknoloji ve değişen anlayışın katkılarının ortaya konması bir zorunluluk haline gelmiştir.
Bu bildiride tekstil sektörünün çeşitli aşamalarında kalite, maliyet ve üretim süresini etkileyen teknik gelişmelere ve bunların bitmiş ürüne katkılarına değinilecek, sempozyumun konusu pamuk ve pamuklu mamuller olduğundan öncelikle pamuklu tekstil sanayiindeki yeniliklere yer verilecektir.
Geçen yüz yıl boyunca dünya nüfusu 1.8 milyardan 6.2 milyara, kişi başına tekstil tüketimi de iki katına çıkmıştır. Bu durum göz önüne alındığında sentetik lifler olmaksızın artan bu talebin karşılanamayacağı açıkça görülmektedir (1).
1997’de başlayan global mali kriz, 5 yıllık bir süreçte, tekstil ürünlerindeki tüketim artışını önlemiştir. Pamuk ile rekabet eden en önemli tekstil lifi olan Poliesterin fiyatının pamuğun fiyatından daha düşük olması nedeniyle pamuk tekstil piyasasında % 1’lik bir kayba uğramış, 1990-99 yılları arasında fiyat ve başka etkenler nedeniyle bu kayıp % 7’ye ulaşmıştır. Pamuk dünya tekstil lif pazarının % 41,9’unu oluşturmaktadır.
1960’lı yıllarda sentetik liflerin üretimi birkaç yüz bin tonlardan, birkaç milyon tonlara hızlı bir şekilde artması nedeniyle pamuğun öneminin gittikçe azalan bir lif olduğu imajı oluşmuştur. Bu da 1990’lı yıllarda sürekli artan sentetik üretimi nedeniyle pamuk tüketiminin toplam lif tüketimindeki payının büyük ölçüde düşeceği beklentisine yol açmıştır. Ancak Amerikan pamuk üreticilerinin bir üst kuruluşu olan Cotton Incorparated’in bilinçli destek ve teşviklerinin de katkısıyla 1960’lı ve 1970’li yıllarda bir taraftan pamuklu mamullerin kullanım özellikleri geliştirilirken, diğer yandan tüketicilerde sentetik lifler için uyandırılmış olan “Uzay çağının lifleri” olumlu imajının yerini, pamuk liflerinin “Doğal olmanın güzelliği, hijyenik üstünlük, çevre korunması” avantajlarını ön plana çıkaran olumlu imajına bırakması sağlanınca ve petrol krizleri de (1973-74 ve 1980) ortaya çıkınca, 1980-90 yılları arasında pamuk dışındaki liflerin tüketimi % 2,6 artarken, pamuk liflerininki % 2,8 artmıştır (2).
1990’larda pamuk gelişmekte olan ülkelerde, aynı zamanda Doğu Avrupa ve eski Sovyetler Birliğinde pazar payını kaybetmiştir, buna karşın Kuzey Amerika, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi endüstriyel ülkelerde pazar payını arttırmıştır. Pazar payında beklenen düşüşe rağmen dünya pamuk tüketiminin 1999’daki 19,2 milyon tondan, 2005’de 20,5 milyon tona artması öngörülmektedir (3).
Dünya ham pamuk fiyatlarının artması nedeniyle 2000 yılı pamuk üretimi bir önceki yıla göre bir miktar artış göstermiştir. 2000 yılında dünya pamuk üretimi 8.4 milyon balya olup, 1999 yılına göre 1 milyon fazla olmuştur. Bu artış Çin’den kaynaklanmaktadır. Türkiye’deki pamuk üretimi 1995-99 yılları arasında ortalama 3.7 Milyon balya, bu süre içindeki kullanım 4.9 Milyon balya olmuştur. 2000 yılı için tüketimin 5.3 Milyon balyaya çıkacağı tahmin edilmektedir. Pamuk üretimi bir önceki yıla göre bir miktar düşüş göstermiştir.
Yaklaşık 2500 yıl önce Yunan filozofu Heraclisus’un “değişmeyen tek şey değişimdir” sözü moda ve tekstildeki değişim için de geçerliliğini korumaktadır. Günümüz tüketicilerinin ürün özellikleri üzerine beklentileri her geçen gün değişerek artmaktadır. Fiyat, kalite, tam zamanında üretim ve kullanım çeşitliliği rekabet edilebilirliğin temelini oluşturmaktadır.
Globalleşen ekonomi, müşteri davranışlarında önemli değişikliklere yol açmıştır. Yaşam biçimlerinde rahatlık, temizlik, sağlık ve güvenlik ön plana çıkmıştır. Ayrıca tüketiciler çevre konularında daha duyarlı hale gelmişlerdir. Özellikle satın alma gücünün artışı daha nitelikli ürünlere olan talebi arttırmıştır. Diğer başarılı endüstriler gibi dünya pamuk endüstrisi de pamuğun üretimi ve işlenmesi için daha hızlı şekilde yeni teknolojileri devreye sokarak bu tip taleplere cevap verebilmelidir (3, 5).
Normal sentetik liflerin hijyenik (Ter emmeme, statik elektriklenme) dezavantajlarına karşılık, sağlamlık, bakım kolaylığı gibi büyük avantajları vardır. Pamuğa göre fiyatlarının da düşük oluşu göz önüne alındığında kalkınmakta olan fakir ülkeler için geleceğin elyafının sentetikler olacağı açıklık kazanmaktadır. 3. nesil yüksek performanslı elyaf ve ipliklerin özellikleri de pamuğa göre üstün olabilmektedir (2).
Sentetik lifler üretim ve son kullanım amaçları doğrultusunda gelişimlerini sürdürmektedirler. Buna karşın pamuğun da dünya pazarlarında rekabet edebilirliğini koruyabilmesi için yeni teknolojilere ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu amaçla istenilen talepleri karşılayacak pamuk ve pamuklu ürünlerin üretilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.
2. TEKSTİLDE ÜRETİM AŞAMALARI VE YENİ GELİŞMELER
Tekstil, hammaddeden konfeksiyona kadar uzanan geniş bir üretim yelpazesine sahiptir. Bu aşamalarda yapılacak yenilikler ve teknolojik gelişmelerin bir sonraki aşamaya ve bitmiş ürünün kalitesine direk olarak yansıyacağı açıktır. Bu aşamalardaki son yenilikler aşağıdaki ana başlıklar altında incelenebilir.
2.1 İplikçilik
Yüzyılın başlarında orta incelikte 1 kg. iplik üretimi için gereken işgücü ihtiyacı yaklaşık olarak 1 saat iken, bugün iki dakikadır. Bu da iplik eğirme alanında teknolojinin ulaştığı noktayı gayet iyi bir şekilde açıklamaktadır.
Yeni geliştirilen iplik eğirme yöntemlerinde büküm verme elemanı ile sarım elemanı birbirinden ayrı olup çok daha yüksek bir hıza sahiptir ve ipliğin sarıldığı bobin boyutları çok daha büyüktür. Ayrıca iplik eğirme prosesinde bazı işlem basamakları elimine edilmekte, personel ve yer gereksiniminde önemli ölçüde azalma sağlanmakta ve otomasyon olanakları daha fazla ve daha kolay uygulanabilir olmaktadır.
Pamuk ipliği üretimi için open-end rotor iplikçiliği yüksek otomasyon ve ek donanımları sayesinde hayli yüksek kalite seviyelerine ulaşılmış olduğundan en fazla ilgiyi gören ve yaygınlaşan yeni eğirme yöntemi olmuştur.
Yenilikler incelendiğinde mevcut olan makinelerin kontrol donanımlarına daha fazla elektroniğin dahil edildiği, dolayısıyla otomasyonlarının arttığı, hatta eski tip makinelerin modernizasyonuna yönelik önemli çabaların ön plana geçtiği görülmektedir.
Harman hallaç makinelerinde üretim kapasitelerinin artırılması, yabancı elyaf ve yabancı madde sorununu çözmek için temizleme etkinliklerinin arttırılması üzerine yoğunlaşmışlardır.
Ring iplik makinelerinde ve belki iplikhane makineleri içinde en ilginç olan yenilik kompakt eğirme makineleridir ve normal ring iplik makinelerinin modifiye edilmiş bir şeklidir.
Kompakt iplikler de iplik tüylülüğü önemli derecede azalmakta, mukavemette ve kopma uzamasında artış elde edilmekte, çözgü ipliklerinin haşıllanmasında daha düşük miktarlarda haşıl maddesi kullanımına olanak sağlamakta, böylece hem ekonomik hem de ekolojik yararlar ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra bazı ürünler için gazeleme işlemi yapılmasına gerek kalmamakta, lif uçuntuları azalmakta, büküm miktarını % 15’e kadar azaltmak mümkün olmakta ve kumaş görünümü daha parlak hale gelmektedir.

a)Normal ring ipliği b)Kompakt iplik
Şekil 3. Normal ring ve kompakt ipliklerinin görünümleri.

a) Normal ring ipliğinden yapılan kumaş b) Kompakt iplikten yapılan kumaş
Şekil 4. Normal ring ve kompakt ipliklerden yapılan kumaşların görünümleri (Bezayağı örgü).
Open-End rotor iplik makinelerindeki otomasyon olanakları ile artık kova değişiminden bobin paketlemeye kadar her operasyon işçi eli değmeden yapılabilir hale gelmiştir.
Rotor iplikçiliğinin gelecekte alacağı mesafeler doğal olarak ring iplikçiliğindeki gelişmeler ve moda eğilimleri ile de yakından ilgilidir (19).
2.2. Örmecilik
Örmedeki gelişmeler, örme makinelerindeki yenilikler ve yeni materyallerin örgüde kullanımı olmak üzere iki hususta değerlendirilmelidir.
Düz örme makineleri: Belli bir makine inceliğine sahip düz örme makinelerinde her türlü desenlendirme yöntemiyle üretilmiş hatalı mamullerin ipliklerinin sökülmesi ve sökülen ipliklerin bobinlere aktarılması sağlanabilmektedir. Böylece hatalı üretim maliyetlerinden tasarruf edilmektedir. Yaka çalışmalarında, dışarıda kalan iplik uçları yaka içine askıyla tutturularak, yüksek işçilik maliyetleri en aza indirgenmekte ve kalite düzgünlüğü sağlanmaktadır. İplik gerginliği daha düzgün dağıtılarak iplik kopuşları önlenmektedir. Bilgisayarlı tasarım sistemleri; planlama, tasarım, sunuş, değerlendirme, simulasyon ve programlama gibi örme üretim proseslerinin tüm safhalarını birarada gerçekleştirebilmektedir.
Düz örme makinelerinde artık örmede geçen süre yarıya düşürülüp konfeksiyon işlemleri en aza indirgenmektedir. Daha önceleri bir örgü mamulün ön, arka, kol gibi parçaları ayrı ayrı örülüp, konfeksiyonda birleştirilirken, bugün gelişmiş makinelerde giyime hazır tek parça haline gelmiş ürün, konfeksiyona sadece etiketi dikilmek üzere gitmektedir. Bunun dışında ayrıca bir dikiş işlemi gerekmemektedir.
Yuvarlak örme makineleri: Elastomer iplikli kumaşlarda top sarımı sırasında oluşan kenar kırılmasını önlemek için, yeni kumaş çekim ve sarım sistemi sayesinde, tüp kumaş kesilerek açık en haline getirilmektedir. İki yüzü desenli kumaşlar ve çift katlı kumaşlar üretilebilmektedir. Böylece kumaş kullanım aralığı daha da genişletilmiş olmaktadır. CAD/CAM sistemlerindeki gelişimler ile desen kapasitesi ve üretim hızı çok yükselmiştir. Bu sayede scanner ile okutulan herhangi bir deseni çok kısa sürede örülebilir hale getirmek mümkün olabilmektedir.
Çözgülü örme makineleri: Makine hızlarında sağlanan hız artışı; desen değişikliğinin çabuk ve çok kısa sürede yapılabilmesini sağlamaktadır. Bu nedenle kısa metrajlı, çeşitli varyasyonlarda farklı jakar desenleri en ekonomik şekilde üretilebilmektedir.
Bir diğer yenilik özel ipliklerin örmede kullanılmasıdır. Örneğin termo ipliklerden üretilen; vücut ısısını koruyan iç çamaşırının askeri birliklerde kullanılması gibi. Dünyada kullanımı giderek artan teknik tekstillerin üretimi için Magazin Atkılı Raşel makineleri geliştirilmiştir. Bu makinelerde elde edilen boyut stabilitesi yüksek takviyeli yapılar koruyucu amaçlarla savunma sanayiinde, taşıyıcı bant olarak da kamyon, gemi, uçak üretiminde kullanılmaktadırlar.
Raşel makinalarda özel iğneler kullanılarak güpür desen olanakları da son derece gelişmiştir.
2.3. Dokumacılık
Kalite ve üretim kapsamında iyileştirme için dokuma makineleri teknolojisinde bir dizi olanaklar geliştirilmiştir (6). Dokuma makinelerindeki gelişmelerde otomasyon ve esneklik belirleyici iki ana unsur olarak kendini göstermektedir. Otomasyon sadece işlemlerin gerçekleştirilmesi sınırını aşarak, kumaş tasarımı ve üretim verilerinin toplanıp değerlendirilmesini de kapsamaktadır. CAD/CAM sistemlerinin kullanılmasıyla; desenlendirme kolaylığı, üretime entegrasyonun hızlanması ve kolaylaşması sağlanarak insandan kaynaklanan hata payı en aza indirilmiş ve CIM (Bilgisayar Tümleşikli Üretim)’e geçiş yapılmıştır. En son elektronik ve bilgisayar teknolojilerinin kullanılması sayesinde, dokunan kumaşlarda istenen kalite düzeyinin sağlanması ve işçilik gereksiniminin en aza indirilmesi mümkün olabilmektedir. Dokuma makinelerinin esnekliğinin artırılması sayesinde, farklı kumaş tipleri için, daha fazla desenlendirme olanakları sağlanabilmektedir.
Dokuma makinelerinde oluşan kenar firelerini ve çözgü firelerini azaltan yeni geliştirilmiş sistemler, maliyeti düşürmekte ve çevreye atık oluşmasını önlemektedirler. Artan makine ve üretim hızlarına karşın dokuma makinelerinin yarattığı gürültü ve titreşim düzeylerinde artış görülmemektedir. Atkı atım hızında sağlanan artışlar verimliliği artırmıştır. Çok fazlı dokuma makinelerinde, standart kumaşlar için, yüksek atkı atım hızlarında üretim yapılabilmektedir. Tüm bu gelişmeler, üretimin standardizasyonunu sağlamış, dokuma makinelerinin verimliliğini ve kumaş kalitesini artırmıştır (7).
Normal liflerin kullanıldığı kumaşların yanı sıra polipropilen ve polietilenden yapılmış ana halı zemini, büyük çuvallar gibi teknik kumaşlar ve tarım tekstilleri gibi teknik kumaşların üretimine yönelik makinelerde artış görülmektedir (8).
2.4. Boya ve Terbiye
Boya makinelerinde daha önceleri üretim hızında artışlar ön planda iken, günümüzde uygun yazılım programlarının geliştirilmesi ve üretimde kaliteyi artırıcı gelişmeler söz konusudur. Ayrıca su, enerji, kimyasal madde ve boyarmadde açısından tasarruf ön plana çıkmıştır. İşlem sonuçlarının tekrarlanabilirliği ve güvenilirliği de artırılmıştır. Bunun yanı sıra ölçme ve kontrol sistemlerinin çok daha etkin olarak sisteme entegre edilmesi sağlanmıştır (9,10).
Tekstildeki işlem kademelerinde özellikle makinelerde kaliteyi, hızı artırıcı, maliyeti düşürücü bu gelişmelerin dışında kullanılan lifler ve yapılan bitim işlemleri nedeniyle kumaş kalitesi ve kullanım özellikleri de belirgin şekilde artırılabilmektedir.
Günümüzde tekstil mamullerinden beklenen fonksiyonel özellikleri sağlık ve konfor açısından ele almak gerekmektedir. Bunlar; antialerjik, uygun pH, su geçirmez/nefes alabilen/su itici, ısı koruyucu, ter emici/çabuk kuruyan, UV ışınlarına karşı koruyucu, çevreye uyumlu, antimikrobiyel, koku önleyici ve giderici, küflenmeyen, kir itici, antistatik, güç tutuşma gibi kullanım yerine ve amacına göre kumaşlardan beklenen yada istenen fonksiyonel özelliklerdir. Tekstil ürünlerinin kullanımı sırasında bazı fiziksel özelliklere de sahip olması beklenmektedir. Bunlar; çekme ve buruşma dayanımı, form stabilitesi, esneklik, yıkanabilirlik, hafiflik, anti-pilling (boncuklanma) gibi kullanım rahatlığı veren özelliklerdir. Ayrıca son yıllarda güncelleşen ekoloji kavramına ilişkin olarak kullanılan liflerin biyolojik olarak parçalanabilmesi, tekrar geri kazanımı ve Chitin /Chitosan gibi doğal yeni maddelerin kullanımı da gündeme gelmiştir.
Bütün üretim sektörleri ve endüstriler için sağlık, ekoloji, yaşamı kolaylaştırma (kolay bakım) gibi tüketici taleplerine cevap verecek şekilde ürün geliştirmeyi hedeflemek günümüzün en önemli bakış açısını oluşturmaktadır.
Bu fonksiyonel özellikler:
Alerjik reaksiyonlar, vücudun bağışıklık sisteminin, yabancı maddelere karşı gösterdiği bir tepkidir. Bir tekstil mamulünün bu tür reaksiyonlar oluşturmaması gerekmektedir (22).
Tekstil mamulleri terbiye işlemleri sırasında çeşitli bazik ve asidik maddelerle işleme girmektedir. Tekstil mamulü üzerinde kalabilecek baz ve asit artıkları, nemli ortamda cildi irite edebilmektedir. Bu nedenle tekstil mamulünün pH değeri, insan derisinin normal pH değeri (yaklaşık pH=5,5) ile aynı olmalıdır.
% 100’den daha az nem ortamı ve 33.9 ± 2°C vücut sıcaklığında insan kendini rahat hissetmektedir. İyi bir giysinin görevi de kişiyi bu sıcaklık aralığında tutacak, suyu geçirmeyecek ve vücut nemini atacak şekilde olmalıdır. Bu nedenle giysilerde kullanılan kumaşların nem alımı ve ısıl özellikleri önem taşımaktadır. Burada giysiden beklenen ortam sıcaklığı ile ilişkiyi kesip vücut sıcaklığını sabit tutmasıdır. Nefes alan kumaşlar ile insan vücudunda oluşan ter dışarıya atılırken, ayni zamanda dışarıdaki etmenlerden (yağ, kar bakteriler) etkilenmemekte ve ısı izolasyonu sağlamaktadır.
Ultraviyole (UV) ışınlarına uzun süre maruz kalan insanlarda güneş yanıklarına, erken cilt yaşlanmasına, alerjilere ve özellikle açık tenli kişilerde cilt kanserine neden olabilmektedir. Bu nedenle giysi kullanımı ile cilt koruması özellikle son yıllarda ozon tabakasının delinmesi ve zararlı olabilecek UV ışınlarının dünyaya direk ulaşması nedeniyle önem kazanmıştır.
Kumaşlar, çok çeşitli liflerden veya lif karışımlarından farklı konstrüksiyonlarda yapılan gözenekli, esnek materyallerdir. Bütün kumaşların 280-400 nm arasında değişen dalgaboyuna sahip ışığı belli oranlarda absorpladığı ve/veya geçirdiği bilinmektedir. UV ışınlarının kumaşların ince aralıklarından ve ipliklerin boşluk kısımlarından geçtikleri, hatta ipliklerin bu geçirgenlikte bizzat rol oynadıkları ve iplik tipinin bu açıdan büyük önem taşıdığından, ipliğin ilk üretim aşamasından itibaren bu konu göz önüne alınarak üretilmesi gerektiği hususu önem kazanmaktadır. Boyanmamış pamuklu kumaşlarda belirlenen SPF (Güneşten koruma faktörü) değerleri ağır tentelik kumaşlar dışında çok düşük değerler göstermektedir.
Pamuk, ipek, PA ve PA/elastan (az miktarda matlaştırıcı içeriğine sahip olanlar) kumaşların, özellikle açık tonlarının, yoğun UV ışığına karşı çok az koruma sağladığı tespit edilmiştir. Eğer bunlar sıkı dokunmuş ya da örülmüşlerse, ki bu gözenekliliğinin az olması demektir, UV emicilerinin de uygulanması ile performansları arttırılabilmektedir.
Koku oluşturan bakteri, küf yapan mantar ve patojenik bakteri gibi mikroorganizmalar, kumaş yüzeyleri üzerine yapışabilmektedir. Bu durumda elbiseler ve tekstil materyalleri bu mikroorganizmaların taşıyıcısı konumuna gelmektedir. Otel, hastane, çocuk yuvası, huzur evi gibi topluma açık yerlerde kullanılan tekstil ürünlerinin bu nedenle belli oranda antimikrobiyel etkiye sahip olması istenmektedir. Aksi taktirde bunların üzerinde mikroorganizmaların güçlenerek büyümesi; kötü kokulara, görsel bozulmaya, boyasının bozulmasına vb. neden olabilmektedir, buda hijyenik ve estetik olarak malzemenin kullanılamamasına yol açabilmektedir. Bu amaçla son yıllarda bu özelliği sağlayan yeni liflerin kullanımının yanısıra, pamuklu mamullere antimikrobiyel bitim işlemleri de yapılabilmektedir. Bu işlem daha çok, yer halıları, döşemelikler, yatak, yorgan ve yastık için her türlü dolgular ve battaniye gibi ürünlere uygulanmaktadır. Böylece farklı kaynaklardan, değişik yollarla gelen çeşitli mikropların aşırı üreyip, çoğalmaları önlenmeye çalışılmaktadır. Bunun yanı sıra kullanım yerine bağlı olarak kokuyu önleyen, gideren maddeler de kullanılmaktadır.
Medikal ve bununla ilgili sağlık sebepleri ve hijyenik amaçlı kullanılan tekstiller, tekstil endüstrilerinde önemli sektörler olmuşlardır. Kirlenmiş materyallere temas sonucu HIV ve hepatit virüslerinin yayılması; personelin elbise ve diğer materyaller ile korunması için artan bir baskı yaratmıştır. Bundan dolayı medikal amaçlı kullanılan konfeksiyon materyalleri ve cerrahi elbiseler, hastane perdeleri, hemşire elbiseleri, yer kaplama ve yatak materyalleri, havlular ve işçi üniformaları gibi giysilerin antibakteriyel fonksiyon kazanması gerekmektedir. Hijyenik açıdan kullanılan giysiler ve spor giysilerinin de antibakteriyel özellikte olması istenmektedir.
Tekstil mamullerinde herhangi bir şekilde oluşmuş rahatsız edici bir koku olmamalıdır, giyim esnasında da koku oluşturmamalıdır. İnsanlarda doğal olarak terleme ile bir koku oluşabilmektedir. Son yıllarda geliştirilen bazı ürünler koku önleyici olarak kullanılmaktadır.
Kir iticilik bitim işlemlerinde kullanılan bazı kimyasal maddeler kirin kumaştan daha kolay çıkmasını, uzaklaşmasını sağladıkları gibi flottedeki kirin yeniden kumaşa yapışıp yıkama sırasındaki grileşme etkilerini de önlemektedirler.
Tekstil maddesi olarak büyük miktarda kullanılan sentetik liflerin pamuk gibi doğal liflerden farklı olarak iletkenlikleri çok düşüktür. Bu nedenle sentetik liflerden yapılmış tekstil mamullerinde statik elektriklenme görülmektedir. Ortaya çıkan statik elektrik tekstil mamullerinin üretim ve kullanımı sırasında çeşitli problemler ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle statik elektriği önleyici maddeler lif üretimi sırasında kullanılabileceği gibi değişik işlem kademelerinde kullanılmaktadır.
Güç tutuşan tekstil mamulleri koruyucu giysi yapımında, taşıt araçlarında, perde ve dekorasyon malzemeleri gibi alanlarda kullanılmaktadırlar. Kimyasal liflerin eldeleri sırasında kullanılan monomerlerden yararlanarak kendiliğinden güç tutuşan veya ısıya dayanıklı lifleri elde etmek mümkündür. Bu şekilde üretilmiş olan liflerin güç tutuşur veya ısıya dayanıklılık özellikleri kalıcıdır ve özellikle teknik amaçlı olarak pek çok yerde kullanılmaktadırlar.
Buna karşın doğal liflerden pamuk ve yün için ancak kimyasal işlem ile iyi güç tutuşurluk etkileri elde etmek mümkün olabilmektedir. Ancak bu maddelerin etkileri sentetik liflerdeki kadar kalıcı olamamaktadır. Pamuklu mamullerin teknik tekstiller kapsamında güç tutuşur hale getirilmesi farklı bir kullanım alanı yaratmaktadır (24).
Tekstil ürünlerinin kullanımı sırasında sahip olması istenen bazı fiziksel özellikler incelendiğinde;
Tekstil yüzeyleri için birinci derecede önem taşıyan boyut stabilitesidir. Burada en önemli husus çekme problemidir. Çekme denildiğinde kumaşların daha çok kullanılmaları ve kısmen işlenmeleri sırasında ortaya çıkan boyut kısalması anlaşılmalıdır. Diğer önemli kavram ise kumaşın genişlemesi sonucu oluşan bollaşmadır. Daha fazla görülen çekme olayı çoğunlukla kullanım anındaki yıkamalar sırasında ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle yıkamada boyut değişimi tekstil ürünleri için önemli bir kalite kriteridir. Yapılan işlemler sonucu çekme değerlerinin kabul edilebilir sınırlar içerisinde kalması sağlanmalıdır.
Çeşitli buruşmazlık maddeleri kullanılarak, yıkamadan sonra ütüleme gerekmeyen, tüketiciye büyük kullanım kolaylığı sağlayan ürünler üretilebilmektedir.

Şekil 5: Buruşmazlık işlemi görmüş gömlek
Pamuktan mamul örgü giysiler vücut hareket ederken, deri gibi genişlemekte ve bir hareket serbestliği sağlamakta, ancak zamanla deforme olarak hoş olmayan görüntülere yol açmaktadır. Bu nedenle sadece iç giyim ve spor giysileri için kullanılabilmiştir. Dokuma giysilerde ise giyim serbestliğinden söz edilememesine karşın, deforme olmayan, yapısını koruyan bir durum söz konusudur. Bu özellik nedeniyle daha çok takım elbiselerde, pantolonlarda ve dış giysilik olarak kullanılabilmektedir.
Özellikle son yıllarda pamuklu mamullerde elastomer liflerinin birarada kullanılması ile mükemmel giyim rahatlığı sağlayan ve ayni zamanda biçimini koruyan, deforme olmayan ürünlerin elde edilmesine olanak sağlamıştır.
Enzimlerin pamuklu mamullerin yüzeyini parlatma amacıyla kullanımı artan bir önem kazanmaktadır. Bio-parlatma selülaz enzimleri ile selüloz esaslı tekstil mamullerinin iplik ve kumaş yüzeyindeki lif uçları ve havların zayıflatılarak uzaklaştırılması amacıyla yapılan biyolojik bir işlemdir. Böylece kumaştan lif uçları ve safsızlıklar uzaklaştırılmış olur ve işlem sonucu kumaş yüzeyinde meydana gelen görünüm kalıcıdır.
Bu işlem ile;

•Pamuklu mamullerin boncuklanma eğilimi azalır,
•Kumaş yüzeyi temizlenir ve tüycükler giderilir,
•Kumaşın yumuşaklık, dökümlülük ve esneklik gibi tutum özellikleri gelişir,
•Hidrofillik özellikleri gelişir,
•Kumaşın boya afinitesi, alımı, düzgünlüğü ve parlaklığı artar.
Bir polisakkarit olan chitin, özellikle Antartik bölgesi deniz mahsullerinin kabuklarından (yengeç ve karides), mantarların hücre duvarlarından ve planktonlardan elde edilmektedir. Tekstilde Chitin lif olarak ve yün liflerinde kullanımının dışında, Quaterner amonyum chitosan türevlerinin pamukta antimikrobiyal bitim işlemlerinde

HASLIKLAR

Kategori: kalite
SU HASLIĞI TESTİ:
Amaç:
Test edilecek kumaşın saf su muamelesi sonucu renginde bir değişiklik olup olmadığını ve kullanılan multi fibre kumaşın renk verip vermediğinin tespiti.
Kullanılan malzemeler:
- 6 elyafı içeren multifibre refakat kumaşı
- Destile su
- Boyalı olmayan beyaz iplik ve makas
- Baget ve beher
- Akrilik plakalar
- Etüv
- Gri skala
- Perspirometre
Metot:
- Test edilecek numuneden ve multifibre kumaştan 4x10 cm ebatında numune kesilir ve kumaşın doğru yüzü içe gelecek şekilde kısa kenar boyunca dikilir.
- Destile su içerisine konan test numunesi oda sıcaklığında 15 dk bekletilir.
- Bu banyodan çıkarılan numunelerden her biri ayrı ayrı 2 plaka arasında olmak üzere tüm plakalar (21) perspirometre ‘ye yerleştirilerek 5 kg lık ağırlık konur. Böylece 12.5kpa lık basınç sağlanmış olur.
- Cihazın vidaları sıkıştırılır, ağırlık kaldırılır. 37±2 0C ye getirilmiş etüvde 4 h bekletilir.
- Bu süre sonunda numune etüvden çıkarılır. Parçalar birbirine değmeyecek şekilde açılarak etüvde 60±20C yi geçmeyecek sıcaklıkta kurutulur.
Rapor:
Numunede ki renk değişimi ve multifibre deki kirlenmeler D65 ışığı altında uygun gri skala ile değerlendirilir.
ÜTÜ HASLIĞI:
Amaç:
Kumaşta ütüleme sonucu renginde değişiklik olup olmadığını ve kullanılan pamuklu refakat kumaşa renk verip vermediğinin tespiti.
Kullanılan malzemeler:
- Ütü
- Gri skala
- Damıtık su
- Pamuklu refakat kumaş( boyasız, pamuklu,düz yüzeyli,beyazlatılmış,merserize edilmemiş 100-130 gr/m2)
Metot:
- Numune ve boyasız refakat kumaş 4x10 cm kesilir.
- Numune ve refakat kumaş ağırlıklarının 2 katı gelecek şekilder damıtık suya batırılır.
- Islak numune ütü masası üzerindeki kuru boyasız pamuklu bez üstüne konur. Bunun üzerine ıslak refakat bezi yerleştirilir, üzerine sıcak ütü bırakılır ve bu şekilde 15 sn bekletilir.
Rapor:
Numunedeki renk değişimive refakat kumaştaki kirlenme D65 ışığı altında gri skala ile değerlendirilir.

KURU TEMİZLEME HASLIĞI:
Amaç:
Kuru temizleme solventlerinin etkisiyle meydana gelebilecek renk değişimini tayin etmek.
Kullanılan malzemeler:
- Gyrowash (yıkama ve kuru temizleme haslığı test cihazı)
- Multifibre refakat kumaşı (6 elyaf içeren kumaş,asetat,pamuk,rayon,poliester,akrilik ve yün)
- Kuru temizleme haslığı contaları
- Perkloretilen
- Gri skala
- Cam beherler
- Çeker ocak, makas dikiş mak ve beyaz iplik
Metot:
- Test edilecek kumaş ve refakat kumaş 4x10 cm ebadında kesilir.
- Numunenin önyüzü multifibre temes edecek şekilde kısa kenar boyunca dikilir.
- Test kaplarının her birine 300C de 200 ml perkloretilen konur.
- Yıkama haslığı test cihazı kaplarının kapaklarındaki contaları değiştirilerek cihazın kapakları kapatılarak cihaza yerleştirilir.
- Test 300C de 30 dk süresince devam ettirilir.
- Süre sonunda test nu7muneleri kaplardan çıkarılarak çeker ocağın bulunduğu ortamda kurumaya bırakılır.
Rapor:
Numune multifibre kumaş gri skala da değerlendirilir.
TER HASLIĞI TESTİ (ASİT-ALKALİ)
Amaç:
Terden dolayı kumaş üzerinde meydana gelebilecek renk değişimi ve lekelenme derecesini tayin etmek.
Kullanılan malzemeler:
- multifibre kumaş
- perspirometer
- alkali solüsyon
- asit solüsyon
- pH metre
- saf su
- akrilik plakalar
- etüv
metot:
alkali solüsyon:
- 0.5 gr/lt L-histidin monohidroklit monohidrat
- 5 gr/lt Nacl
- 2.5 gr/lt disodyum hidrojen orta fosfat dodecahidrat
- 0.1 mol NaOHO
Asit solüsyon:
- Alkali solüsyonundan farklı olarak 2.5 gr/lt disodyum hidrojen orta fosfat dodecahidrat yerine 2.5 gr/lt sodyum dihidrojen ortefosfat dihidrat ve NaOHO yerine NaOH kullanılır
İşlem:
- Alkali solüsyonu pH metre 8 , asit solüsyonun pH ı 5.5 olmalıdır.
- Test edilecek kumaş ve refakat kumaş 4x10 cm ebadında kesilir.
- Numunenin önyüzü multifibre temes edecek şekilde kısa kenar boyunca dikilir.
- Numune tartılarak 50:1 ortamındaki çözelti miktarı ölçülerek beherlere boşaltılır. Numune bu solüsyonda 30 dk bekletrilir.
- Bu çözeltilerden çıkarılan numunelerden her biri ayrı ayrı plaka arasında olmak üzere tüm plakalar (21) perspirometre ‘ye yerleştirilerek 5 kg lık ağırlık konur. Cihazın vidaları sıkıştırılır Böylece 12.5kpa lık basınç sağlanmış olur.
- 370C de önceden ısıtılmış etüvde 4 h bekletilir.
- Etüvden çıkarılan numunelerden refakat kumaşı ayrılarak, 600C yi geçmeyen sıcaklıkta etüvde kurutulur.
Rapor:
Numune deki renk değişimi ve multifibre bezdeki kirlenme D65 ışığı altında gri skala ile değerlendirilir.
DETERJANLI YIKAMALARDA RENK HASLIĞI:
Amaç:
Yıkama esnasında oluşabilecek renk değişimini ve/veya lekelenmeyi tayin etmek
Kullanılan malzemeler:
- Gyrowash (test cihazı)
- 6 mm çapında paslanmaz çelik bilyalar
- Multifibre bez
- Optik beyazlatıcılar (ECE B deterjanı)
- Sodyum perbomat tetrahidrat
- 100 ve 250 ml lik ölçü kabı
- Termometre
- Etüv
- Makas, gri skala
Metot:
- Gyrowash içerisindeki su istenilen sıcaklığa kadar ısıtılır.
- Test edilecek kumaş ve refakat kumaş 4x10 cm ebadında kesilir.
- Numunenin önyüzü multifibre temes edecek şekilde kısa kenar boyunca dikilir.
- 4 gr/lt ECE deterjanı ile 1 gr /lt sodyum perborat destile suda çözülür, çözelti numunenin lif kompozisyonuna göre istenilen sıcaklığa ısıtılır.
- Her tüp için kullanılan yıkama likörü 150 ml dir.
- Cihaz olması gereken sıcaklık ve zaman ayarına getirilir
- İçerisinde likör ve çelik bilya olan kaplardan test süresi 30 dk tamamlandığında , numuneler çıkarılarak yumuşak suda durulanır. Numuneler 60 0C yi geçmeyecek sıcaklıkta etüvde kurutulur.
Rapor:
Numune deki renk değişimi ve multifibre bezdeki kirlenme D65 ışığı altında gri skala ile değerlendirilir
SÜRTME HASLIĞIi:
AMAÇ:
Boyalı bir kumaşın yaş ve kuru haldeykan sürtünme ile standart refakat kumaşa renk verip vermediğinin tayin edilmesi
Kullanılan malzemeler:
- Crockmeter sürtünme haslığı cihazı
- Standart multifibre bez
- Gri skala
- Saf su
Metot:
- Numune , ön yüzü üstte olacak şekilde crokmeter cihazında zımparalı kısma yerleştirilir.numune tutucunun ilk olarak arka daha sonra ön kısımında ki iğneler numuneye iyice gerdirilerek takılır.
- Hazır kesilmiş 5x5 cm refakat kumaşı sürtünme ucuna refakat kumaşın kumaşının tam ortası gelecek şekilde sürtünme ucu yayı ile takılır. Eğer yaş sürtünme haslığı yapılacak ise refakat kumaş saf su ile ıslatılıp üzerinde akıcı damla kalmayacak şekilde sıkıldıktan sonra aynı şekilde sürtünme ucuna takılır.
- Test , sürtünme ucunda ki refakat kumaşın numune üzerinde sasniyede 1 tam tur olacak şekilde el kolunun ard arda 10 defa çevrilmesi ile tamamlanır.
Rapor:
Test bitince refakat kumaşlardan yaş olanı kurutulur ve her ikisi de D65 altında gri skala ile değerlendirilir.